Reklam
Mesut AKDAĞ

Mesut AKDAĞ

Serbest Köşe
[email protected]

Aşurenin Sırrı

04 Ağustos 2023 - 23:29

Önce aşurenin manasından başlayalım. Aşure Arapçada “Onuncu” demektir. Bizler aşureyi aşure gününde yapmaktayız. Aşure günü de Muharrem ayının 10’una denk gelen gündür. Aşure günü, Muharremin aşuresi (onuncu) günü demektir. Gördüğünüz üzere aşure tatlısının ismi Muharremin 10’uncu gününün faziletinden ve öneminden dolayı o güne has bir ikram yapmak için yapılmış bir tatlı olmasından gelmektedir. Aşure, nasıl kandillerde kandillere has kandil simidi yapılıyorsa aşure gününe özel olarak birçok ürünün harmanlanarak yapıldığı bir yiyecek ve tatlıdır.  
Aşurenin diğer tatlılardan ayrılan özelliği sadece Muharremin 10’unda yapılması değil içine konan malzemelerinin çeşitliliğidir. Farklı yemek tatlarından tuzlu olan kuru fasulye, nohut, buğday ve tatlı olan incir, kayısı, yörelerine göre diğer yiyeceklerin konmasıyla enfes bir tatlı ortaya çıkması aşureye bir ayrıcalık kazandırmaktadır.
Şimdi gelelim aşurenin sırrına. Aşurenin sırrı içindeki malzemeleri ve yapılışındadır. Bu da ne demek diyeceksiniz? 
Evet, aşurenin sırrı yani aşuredeki hikmet, mana ve maneviyat yapılışında ve malzemelerindedir. İlk önce malzemelerine bakalım. Kuru fasulye, nohut, buğday. Bunlar tuzlu yiyeceklerdir. Bu yiyecekler  pişirildiği zaman tuzlu yemekler olur. İncir, kayısı bunlar da tatlıgillerdendir. Bunlar da pişirildiği zaman reçel olur. Ama bu farklı tatları harmanlıyoruz, bir araya getiriyoruz ve güzel bir tada sahip bir tatlı meydana getiriyoruz. 
İlk önce hepsini ayrı ayrı pişiriyoruz. Nohutunu ayrı, kuru fasulyesini ayrı, buğdayını ayrı pişiriyoruz ki özlerini kaybetmesinler, kendi öz tatlarını yitirmesinler. Bunları ayrı ayrı güzelce haşladıktan sonra bir araya getirip diğer malzemelerle şekerini de ilave ettiğimiz zaman aşure meydana geliyor. 
İşte, aşurenin sırrı, dinimiz İslam'ın bize sağladığı birlik ve beraberliğin en güzel gönlümüze ve yaşantımıza sinmiş halidir. Yaşadığımız toplumda farklı dünyalar, farklı görüşler, farklı fikirler olmasına rağmen hep beraberiz, biriz. Tezatların mükemmel uyumunun en güzel yansımasıdır aşure. 
İşte, bu düşünce Muharrem'in 10’u olan mübarek günde Cenabı Allah’ın inayetinin, rahmetinin, hikmetinin sağanak sağanak inmesinden kaynaklanmaktadır. Böylesine önemli bir güne has ve özel bir şeyin yapılması gerekirdi. O özel şey bir tatlı olacak, insanlar bu tatla tatlılıklar yaşayarak birliklerini daha da sağlamlaştıracaklar. Aşurenin sırrı bu manada yatmaktadır. Aşuredeki gibi bütün ayrılıklarımızı içimizde hazmedip birlik ve beraberlik içerisinde olursak aşure gibi tatlı oluruz. Birlik ve beraberliğimizi devam ettirerek mutlu ve mesut oluruz. Yıkılmaz bir bütün olarak bir bölgede sağlam temeller üzerinde yaşarız.
Anadolu coğrafyasında farklı milletler, çeşitli dinler vardı. Bu farklı milletlere ve dine sahip insanlar aynı şehirde, köyde, mahallede kapı dip komşuydular. Ama o farklılıklar bir zenginlik olarak görülüp toplum bireyleri farklılıklarını gözetmeden, birbirlerini ayrıştırmadan, ötelemeden mutlu, birlik ve beraberlik içerisinde yaşıyorlardı. 
Bu dayanışma ve Allah’ın yolunda beraberce yürüdüğümüz müddetçe de Allah'ın yardımı, inayeti merhameti üzerimizde olur. Sıkıntı ve musibet içinde olduğumuzda hatta içinden çıkılamaz bir durumda olsak bile Allah peygamberlerin sıkıntılarını giderdiği gibi bizlere bir çıkış yolu verecektir.
Muharrem’in 10’u denince genelde aklımıza Kerbela olayı gelmektedir. Hele günümüzde Muharrem'in 10’unu bu Kerbela olayı ile özdeşleştirilmektedir. Hatta aşureyi Kerbela'nın anısına yapıldığını söyleyenler bile olmaktadır. Muharrem’in 10’u Kerbela değildir. Hazreti Hüseyin'in şehit edilmesi değildir. Kerbela, sadece o tarihe denk gelmiş acı bir hadisedir. Onda da bin bir hikmet saklıdır. Asıl Muharrem’in 10’u Allah'ın en sevdiği kullarına ihsanda bulunduğu faziletli bir gündür. Bugünde Cenabı Allah peygamberlerin en zor anında, en sıkışık vaziyetlerinde onlara yardım ederek zor durumlardan kurtarmıştır. 
İşte, burada anlayacağımız üzere Muharrem'in 10’u Allah'ın üzerimize rahmetini, yardımını oluk oluk indirdiği bir gündür. Şuraya dikkatinizi çekmek isterim, Ramazan'da Allah bizi cenneti kazandıracak rahmetini gönderir. Muharrem'in 10’unda da dünyadaki bütün zorluklardan bela ve musibetlerden bizleri korur ve çıkartır. 
Eğer Allah'ın ipine sımsıkı sarılırsak Allah'a tam bir kul olursak aynı peygamberler gibi Allah bizi içinde bulunduğumuz girdaplardan, keşmekeşlerden, çıkmazlardan kurtaracaktır. Ama, kendi fikirlerimize, çekişmelere düşersek birlik ve beraberliğimizi kaybedersek kendi elimizle yaptığımız Kerbela oluruz. Hz. Hüseyin'ler gibi birçok şu an günümüzde yaşandığı gibi masumlar şehit olur, kan ve zulüm hiç durmaz. 
İşte, Muharrem’in 10’u ve aşure. Muharrem'in 10'undaki fazileti ve aşurenin sırrı. 
Öyleyse, içinde yaşadığımız toplumda ayrıştırıcı, öteleyici olmayalım. Kim olursa olsun ne olursa olsun birlik ve beraberlik içerisinde olalım, aşure olalım ve Allah'ın yardımını Allah'ı koruyuculuğunu üzerimize çekelim. 
Muharrem’in 10’uncu günümüz mübarek olsun hayırlara vesile olsun. 
Her şey gönlünüzce olsun.
                                                                                                                             
Mesut AKDAĞ

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum