Reklam
Mesut AKDAĞ

Mesut AKDAĞ

Serbest Köşe
[email protected]

Ramazan'ın Ritmi

14 Nisan 2023 - 09:32

Bazen sesler içimize bir ferahlık bazen de derin bir sessizlik gönlümüze dinginlik verir. Zıtlardaki birlilik, uyum ve denge hayatın devamlılığını, sürekliliğini oluşturmaktadır. “Her şey zıddıyla kaimdir.” sözünden anlaşılacağı üzere eşyanın ve eşyayı kullanan varlıkların kendini bilmeleri, bildirmeleri ve hayatlarını şuurlu olarak devam etmeleri için zıtlıkların olması gerekir. Bu zıtlıklar hayatın varlığının devamının aslını oluşturan yegâne unsur ritmi barındırırlar. Zıtlık olmasa ritim de olmaz ritim olmazsa hayat ve tüm varlıklar sürekliğini kaybeder.  
Ritim hayatın, doğanın ayrılmaz bir parçası, doğa ve hayat bütününü oluşturan yegâne unsur olduğundan hayatın sürekliliği, devamlılığı ve tutarlığıdır. Bilhassa bu tutarlık, biz insan oğluna hayatımıza büyük bir güven, haz ve güzellik katmaktadır. Hayatımızın devamını bu tutarlılık sağlamaktadır. Güneş her zaman sabah belirlenen vaktinde doğar. Güneşin doğması ile birlikte günler meydana gelir. Aylar, yıllar birbirini peşi sıra takip eder. Güneşin doğmayacak olmasından asla şüphe etmeyiz.
İşte bu güneşin doğmasından şüphe etmediğimiz için endişe etmeden, korkuya kapılmadan yarınlar için planlar yaparız. Bu planlar bizi ayakta tutar. İşte, bu planlar geleceğimize ve hayatımıza karşı daha dik, güvenli, mutlu, huzurlu ve inançla sarılıp çalışmamızı ve gayret etmemizi sağlar.
İklimlerin, mevsimlerin olması ve mevsimlerin her zaman aynı vakitte olmasıyla hayatımızı düzenler, endişe etmeden planlarımızı yaparız. Doğadaki ve hayatımızdaki tutarlılık, işlerimizi kolaylaştırarak hayatımızı düzene koyar. Böylece bizleri sosyal hayatımızda mutluluğa, saadete götürür.
Doğada bir ritim vardır. Doğadaki zıtlıkların bütünü mükemmel dengeyi ve muhteşem uyumu meydana getirmektedir. Bülbülün şakıması, karganın gaklaması, yılanın tıslaması, eşeğin anırması, rüzgarla yaprakların hışırdaması bir ritmi meydana getirir. Ritim denince aklımıza müzik gelir. Müzikteki ritmin ana kaynağı müzik aletleridir. Müzik aletleri denince de orkestra aklımıza gelir. Bütün çalgıların olduğu bir Senfoni orkestrasını bir düşünelim. Bu orkestrada bütün müzik aletleri bulunmaktadır. Bu çalgı aletlerinin ritmi yakalamada hepsinin ayrı ayrı çalma vakitleri ve sesleri vardır. Kimi aletler keman gibi daima çalar, kime de zil gibi ancak bir veya birkaç defa çalar. Keman ve diğer bütün aletler çalar ama, zil bekler bekler tam bütün çalgılarının sesinin doruğa çıktığı anda küçük bir tını çıkartır. Ritmin yakalanması için bir sese, tınıya ihtiyaç duyulur. İhtiyaç duyulan bu küçük ses ve tını, zil sesidir. Orkestrada sanki o ana kadar hiç olmayan ve o ana kadar kullanılmayan zil bir anda ortaya çıkarak ritmi yakalamada tamamlayıcı bir rol oynar. Zilin çıkardığı küçücük tınıyı kullanılmadığı zaman dakikalarca hatta saatlerce çalınan müzik aletlerinin ritmi yakalanamaz tüm emekler boşa gider.
İşte, hayat ritimle devam eder ve ritimle anlamını bulur. Hayattaki her şeyi en küçük bir varlığı dahi küçük görmemeli, hayatını ritmini tamamlamada yani devamında ne kadar öneme sahip olduğunu düşünmemiz gerekir.
Şimdi gelelim Ramazan'a. Evet Ramazan'ın da bir ritmi vardır. Bu ritmi yakalamadığımız zaman Ramazan'ın manası, Ramazan'ın rahmeti, bereketi, feyzi ve mağfiretini tam anlamıyla kazanamayız. Belki de Ramazan’ın bütün faziletlerinden yoksun kalabiliriz. Öyleyse nedir Ramazan'ın ritmi?
Ramazan bir ibadet ayıdır. Bütün ibadetlerin toplanıldığı ve o ibadetlerin aşkla, şevkle, ihlasla yapıldığı bir rahmet, bereket, mağfiret ayıdır. Bu komple ibadetler, Kur'an'dan oruca, namazdan zekâta, hayır hasenattan bütün iyiliklere, güzelliklere varıncaya kadar hepsini bir arada samimiyetle, ihlasla yaptığımızda Ramazan’ın ritmini yakalamış oluruz. En küçük bir iyilik aynı orkestradaki zil sesi gibi Ramazan’ın ritmini tamamlar. Günahlardan kaçınmak, uzaklaşmak ritmi yakalamada gizli bir görev görür. Allah’ın emrettiği ibadetleri aşk ve şevkle yapmanın yanında yardımlaşma, dayanışma, paylaşma, selamlaşma, iyilik yapmamız ve gıybet, kin nefret, haset, çekememezlik, kıskançlık, tulu emel gibi tüm günah ve kötü hasletlerden uzaklaşmamız gerekir. Böylece Ramazan'ın ritmini yakalayarak Ramazan’ın rahmetine, bereketine, mağfiretine ulaşmış oluruz.
Bu Ramazan en büyüğünden en küçük ibadetine kadar hepsini yerine getirerek Ramazan’ın ritmini yakalayalım. Ramazan bittikten sonra da ritmi yani dini yaşayışımızı, ibadetlerimizin devamını getirelim. Her şey gönlünüzce olsun.

Mesut AKDAĞ
 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum