Reklam

İstanbul Sözleşmesi'nin feshedilmesi memnuniyet verici

İstanbul Sözleşmesi olarak bilenen tam adı ise “Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi” bu gün yayımlanan 3718 nolu Cumhurbaşkanlığı kararı ile feshedildi.

İstanbul Sözleşmesi'nin feshedilmesi memnuniyet verici
20 Mart 2021 - 13:45

Diyanet-Sen Genel Başkanı Mehmet Ali Güldemir, İstanbul Sözleşmesi’nin Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile feshedilmesinin memnuniyet verici bir karar olduğunu belirterek “Sıra toplumsal yapımıza ve değerlerimize uygun yeni bir düzenleme yapmakta dedi”

 

İstanbul Sözleşmesi olarak bilenen tam adı ise “Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi” bu gün yayımlanan 3718 nolu Cumhurbaşkanlığı kararı ile feshedildi.

Yürürlüğe girdiği tarihten itibaren sözleşmenin toplumsal yapımıza, örf ve adetlerimize aykırı maddelerinden dolayı karşı çıkan Diyanet-Sen Genel Başkanı Mehmet Ali Güldemir, basına ve televizyonlara verdiği demeçlerle de İstanbul Sözleşmesi’nin kaldırılması gerektiğini vurgulamıştı.

İstanbul Sözleşmesi’nin uygulamaya girmesiyle birlikte sakıncalarının da gün yüzüne çıktığını belirten Güldemir “Bu sözleşme dayanak gösterilerek Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın Cuma hutbesinde Allah’ın Lutilik ile ilgili ayetlerini söylemesi, zinanın haram olduğunu söylemesi dava konusu edilebildi. Yürürlükte kalması durumunda çok daha vahim sonuçlar doğurması muhtemel bu düzenlemenin kaldırılmasına zararın neresinden dönülse kardır diye bakıyoruz” değerlendirmesinde bulundu.

İstanbul Sözleşmesi’nin toplumu ayakta tutan kültürel değerlerin belirlediği toplumsal rol beklentisini değersizleştirdiğini, adeta LGBT gibi marjinal gurupların beklentilerini karşılamak için hazırlanmış bir sözleşme olduğunu belirten Güldemir, “Toplumsal cinsiyeti ortadan kaldırmayı amaçlayan bu sözleşme cinsiyet eşitliğini şiddetin önlenmesinin tek yolu olarak sunmaktaydı. Oysa istatistiki veriler bu reçeteyi doğrulamıyor. Toplumsal cinsiyet eşitliği indeksinde üst sıralarda olan ülkelerde, kadına yönelik şiddet, cinayet ve tecavüz oranlarının maalesef ürkütücü oranda yüksek olduğunu görmekteyiz. Zinayı meşrulaştıran, aile yapımızı dinamitleyen bu sözleşmenin feshedilmesi geç de olsa isabetli bir karardır.” Dedi.
Kadına yönelik şiddetin yadsınamaz bir gerçek olduğunun altını çizen Güldemir “Kadına yönelik şiddeti önlemek için kesinlikle gerekli tedbirler alınmalıdır. Ancak bu tedbirler kendi toplumsal ve aile yapımıza uygun tedbirler olmalıdır. Bu konuda herkes üzeren düşeni yapmalıdır. Hukukçular, sosyal bilimciler, sivil toplum kuruluşları, aydınlar, alimler kadına yönelik şiddeti önleme konusunda toplumsal yapımıza değerlerimize uygun bir düzenleme yapılması konusunda geç kalınmadan gerekeni yapmalıdır.” İfadelerine yer verdi.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum