Yarını var
Atalarımızın güzel sözleri vardır. Her biri hikmet dolu, ibret verici, yol gösterici sözler. Tabii bu sözleri kulaklarımıza küpe yapıp her daim kendimize rehber edinirsek hatalardan, başarısızlıktan, birbirimizle didişmekten, menfaat kavgalarından uzak, mutlu ve huzurlu bir hayat yaşarız. Bu sözlerden bir tanesi de toplumun birlik ve beraberliğini yıkıp insanın kendisine ve çevresine zarar veren huylarımızı ortadan kaldıracak, kaldıramasa da dizginleyecek ibretlik bir ibaredir: “Bugünün yarını var, yarını hesap et, yarını unutma, yarın için hazırlık yap.”
“Yarını var” sözü bize büyük bir sorumluluk ve derin bir vicdan muhasebesi yüklemektedir. Yaptığı tüm fiillerinde yarını düşünen kimse, sorumluluk ve vicdan yüklü bir bilinçle işlerini hiçbir şekilde baştan savma, hile ve yalan-dolana gitmeden en düzgün ve doğru bir şekilde yapacaktır. Sadece bugün değil yarın da insanlar ile bireysel ilişkilerini devam ettireceğini düşünerek onları kandırmaya kalkışmayacaktır. Yarın kavga edip dargınlık yaşayacağını bilen kimse bugün kimseyle geçimsizlik yaşamaz. Bugün yapacağı kötü işlerin foyasının yarın çıkacağını bildiği için bugün doğru ve güzel işler yapacaktır.
İnsan, yaşadığı toplumda tek başına yaşayamamakta bilakis çevresi ile beraber sosyal ilişkilerde bulunarak hayatını devam ettirmek zorundadır. Hayatının her alanında birileriyle karşılaşmak ve beraber iş yapmak durumundadır. Bu sebeple yaptığı işlerde aksama olmaması ve insanlarla bir çıkar çatışması yaşanmaması için “Yarını var.” sözü büyük bir önem arz etmektedir. Bu sözle, insanlar yaptığı işlerde ve ilişkilerde kendilerini ağır bir mesuliyet ve vicdani bir yükümlülüğün altında hissederler ve bu his toplumda yaşanacak tüm olumsuzlukları, çekişmeleri, kavgaları, aldatmaları ve kötü menfaatleri kökünden kaldırmaktadır.
“Yarını var.” kelimesindeki yarın “Gelecek zaman” olarak anlaşılmalıdır. “Bütün gelecekler yakındır.” sözünden anlaşılacağı üzere yaptığımız işin neticesi yıllar sonra ortaya çıkacak olsa bile o uzak gördüğümüz zaman bir gün mutlaka gelecek ve yaptığımız işin kötü olduğu anlaşılacaktır. Bu sebeple yarını var sözüyle yaşadığımız günün ertesi günü veya yakın zamanı değil hayatımızın gelecek zamandaki tümünü anlamalıyız. Böyle anladığımız zaman vicdan muhasebesine sahip oluruz. Vicdan muhasebesine sahip olan bir kimse de elbette yaptığı işlerde ve sürdürdüğü ilişkilerinde adaleti, iyiliği ve doğruluğu düşünecektir.
“Ey iman edenler! Allah’a itaatsizlikten sakının. Herkes yarın için ne hazırladığına baksın! (Evet) Allah’a itaatsizlikten sakının; şüphesiz Allah yapıp ettiklerinizden tamamen haberdardır.” (Haşr 59/18) mealini verdiğimiz bu ayet bizlere büyük bir sorumluluk yüklemektedir. Bu ağır mesuliyet, önce Allah’a iman ve kulluk bilinci, bu kulluk bilinci de yarına hazırlanmamız yani ahiret hesabına çalışmamızdır. Atalarımız belki de “Yarını var ve yarını düşün.” derlerken bu ayetten ilham almışlardır. Hayatımızın her boyutunda ister dini, uhrevi ister dünya işleri olsun daima yaptıklarımızdan sorumlu olup hesaba çekileceğimizi göz önünde tutarak işlerimizi yapmamız gerekmektedir.
Ahiret inancı veya ahirette hesaba çekileceğimizin sorumluluğunu taşımak insana yaptıklarının iyi veya kötü olmasının sorgusunu ve endişesini yüklemektedir. Bu sebeple insanda ahiret ve hesap bilinci iyice yerleşmelidir. Nasıl bir öğrenci en korktuğu dersten sınava gireceği zaman çok çalışırsa, insan da yaptığı işlerden bilhassa kötü işlerden dolayı cezaya çarptırılacağını düşünürse ve o bilinçte olursa yaptığı işleri sorgulayacak ve kesinlikle hata yapmamaya çalışacaktır. Zihninde daima yarının geleceğini ve ahirette hesaba çekileceğini bulunduran kimse hiçbir şekilde yanlışlığa düşmemek için elinden gelen gayreti gösterecektir. Yarını ve ahireti düşünmeyen kimse de iyi-kötü ayırımına gitmeden sadece günlük menfaatini düşünerek yaşayacaktır. Fakat zarara hem kendi hem de toplumu girecektir. “İnsanların hesaba çekilecekleri gün iyice yaklaştı; halbuki onlar gaflet içinde haktan yüz çevirmektedirler.” (Enbiya 21/1) ayeti yarının ve ahiretin her an karşımıza çıkabileceğini bildirmektedir. Ölüm, her an geleceği için yarın yani ölümümüz her an gerçekleşerek hesaba çekilebiliriz.
Maalesef ölümü aklına getirmeyen insanlarımız yarınların da bir gün mutlaka gelip hesaba çekileceklerini de hiç mi hiç akıllarına getirmiyorlar. Bu sebeple hayatlarını sadece bu dünya menfaatlerine göre yaşıyorlar. Sonuçta da “Doğrusu onlar hesaba çekileceklerini beklemiyorlardı.” (Nebe 78/27) ayetinde olduğu gibi büyük bir hüsran ve pişmanlık yaşayacaklar.
Şimdi bir soru aklımıza gelebilir. Evet bugünün yarını var ve ahirette hesaba çekileceğiz. Fakat kimi kötülük yapanlar, insanlara zulüm yapanlar bu dünyada elini kolunu sallaya sallaya geziyorlar. Onlar hayatlarını zulüm üzerine kurarak güçlü ve zengin bir hayat sürüyorlar. Fakat mazlumlar o zalimlerin zulümleri altında inim inim inliyorlar. Bunu nasıl açıklayabiliriz?
Cevap olarak imdadımıza şu ayet yetişiyor: “Sakın, Allah’ı zalimlerin yaptıklarından habersiz sanma! O sadece, onların işini bir güne erteliyor ki, o gün gözler dehşetten dışarı fırlamış;” (İbrahim 14/42) bu ayete göre; apaçık bir şekilde her kim olursa olsun yaptıkları yanında kar kalmayacak, bu dünyada Karun, Firavun gibi servete ve saltanata sahip olsalar bile ahirette hesaba çekilecektir. Mazlumlar haklarını bir bir alacaklardır.
Evet “Bugünün yarını vardır.” O yarın mutlaka gelecektir. Bu dünyada ve ahirette yaptıklarımız bize gösterilecektir. Bu sebeple her ne iş yaparsak yapalım iyisini yapalım. Her türlü şahsi menfaatten ve hileden uzak durarak toplum birlik ve beraberliğinin devamını sağlayalım. Vesselam.
Mesut AKDAĞ